Hayrat Uluslararası Öğrenci Derneği’nde düzenlenen Tecrübe Mektebi programının bu haftaki konuğu Spor Genel Müdürü Mehmet Baykan oldu. Gençlerle bir araya gelen Baykan, onlardan gelen sorulara kendi hayatından da örnekler getirerek samimi cevaplar verdi. Gençlere Türkiye’de bulunmalarının öneminden bahseden Baykan, burada edindikleri bilgi ve kültür birikimiyle kendi ülkelerinde de bir İslami uyanışın başlatılması için gayret sarf etmelerini öğütledi.
“Afrika’da her sabah bir ceylan uyanır; en hızlı aslandan daha hızlı koşması gerektiğini, yoksa öleceğini bilir. Afrika’da her sabah bir aslan uyanır; en yavaş ceylandan daha hızlı koşması gerektiğini, yoksa aç kalacağını bilir. Aslan ya da ceylan olmanızın bir önemi yoktur. Yeter ki, güneş doğduğunda koşmak zorunda olduğunuzu bilin.”
“FATİH OLMASINI BEKLEDİĞİMİZ GENCİN HOCASI AKŞEMSEDDİN DEĞİL.”
“Genç” kendisinden bir şeyler beklenendir. Ama kendisinden bir şey beklenen genç de etrafını iyi okumasını, iyi yargılamasını bilmelidir. Çok hoşuma giden bir şey var, gençlere hep söylenir: “Gençler geleceğimizin teminatıdır”, “gelecek sizlerin”, “ne duruyorsun, Fatih’in İstanbul’u fethettiği yaştasın” vs. Bunun üzerine gençler artık şunu söylüyor: “Fatih’in hocası Akşemsittin’di, siz bana bir Akşemsettin vermediniz ki!”
Akşemsettin, Fatih Sultan Mehmet’i manevi yönden teçhiz eden ve “İstanbul’u fetheden komutan ne güzel komutan, o asker ne güzel askerdir.” müjdesinin onda zuhur edeceğinin haberini veren kişidir. Biz bugün Türkiye Devleti içerisinde gençlerden çok şey bekliyoruz ama Fatih olmasını beklediğimiz gencin hocası Akşemseddin değil.
“BURADAKİ AYDINLANMAYI ÜLKELERİNİZE TAŞIMAK DURUMUNDASINIZ.”
İslam ülkelerinin yani ümmetin yaşadığı ezilmişliğinin, hor görülmüşlüğünün, doğal ve ekonomik kaynaklarının sömürülmüşlüğünün önüne geçecek uyanışı, ülkemizin son yıllarda yaşadıklarından ve burada şahit olduklarınızdan hareketle sizlerin, kendi ülkelerinizde de başlatılmasına vesile olmanız umudunu taşıyoruz. Elbette şahsi tecrübelerimizin yanı sıra Türk insanının ya da Anadolu-Trakya coğrafyasında yaşayan insanların Osmanlı Devleti’nden sonra yaşadıkları tecrübelerden de istifade etmeliyiz. Çünkü bulunduğunuz coğrafyalardaki insanların uyanışına vesile olacak bilgileri buradan alıp gideceksiniz. Burada tıp, hukuk, mühendislik, eğitim bilimleri, sosyal bilimler ve şu an saymadığım daha nice bölümler okuyacaksınız. Eğer kendinizi sadece eğitim gördüğünüz okulun çerçevesindeki bilimsel ortama hapsedecek olursanız burada kaldığınız süre zarfında birtakım kitabî bilgileri kafanıza yazar, ülkenizde birer doktor, avukat, mühendis, öğretmen, hâkim, savcı veyahut bir din görevlisi olarak görevinizi yerine getirirsiniz. Ama eğer kader sizi Türkiye’ye, Konya’ya, Kayseri’ye, Türkiye’nin 81 vilayetinden birine özellikle de İstanbul’a getirmişse bunun sebeplerini iyi işleyerek; buradaki ruhu, buradaki aydınlanmayı ülkelerinize taşımak durumundasınız.
“VAZGEÇMEYECEKSİN!”
Benim hayat hikayemde ilk sıraya koyacağım kelime “vazgeçmeyeceksin”dir. Yaşamaktan vazgeçmeyeceksin, inanmaktan vazgeçmeyeceksin. Mücadele etmekten, koşmaktan, sevmekten, davamız için içine girdiğimiz kavgadan, çalışmaktan vazgeçmeyeceksin ki; bir gün geriye dönüp baktığın zaman: “Ben yaşadığım hayatın hakkını verdim, Allah’ın bana verdiği sağlığın-sıhhatin, verdiği fırsatın hakkını verdim. Ben ülkeme, memleketime, mahalleme, köyüme, sınıfıma, arkadaşlarıma, anne babama ve aileme karşı vazife ve sorumluluklarımı yerine getirdim.” diyebilesin.
