“BU DÜNYAYA, BU İNSANLIĞA SÖYLEYECEK ÖZEL BİR SÖZÜNÜZ OLMALI..”
Tecrübe Mektebi programı bu hafta AK Parti Gençlik Kolları Başkanı ve Yalova Milletvekili Ahmet Büyükgümüş’ü ağırladı. Hayrat Uluslararası Öğrenci Derneği’nde gençlerle bir araya gelen Büyükgümüş, bir yandan kendisine yöneltilen sorulara cevap verirken bir yandan da hayatına yön vermiş çeşitli tecrübeleri genç dinleyicileriyle paylaştı.
Gençlere, yapacakları iş ne olursa olsun kendi değerlerini muhafaza etmelerinin önemini hatırlatan Büyükgümüş, benliklerini unutturmak gayesiyle toplumları hedef alan şer odaklarına karşı nasıl bir mücadele vermeleri gerektiğinden bahsetti.
“KENDİ DEĞERLERİMİZ ÇERÇEVESİNDE ŞEKİLLENMİŞ BİR DÜNYA DÜZENİ
İÇERİSİNDE YAŞAMIYORUZ.”
Yaşadığımız dönemde üzerinde en fazla durmamız gereken nokta, yapacağımız iş ne olursa olsun kendi değerlerimizi muhafaza etmemiz, o alanda kendimiz olarak var olmamızdır. Örnek verecek olursak; Türkiye’de yaşayan halk veya yine burada bulunan uluslararası camiadan herhangi bir kimse, güzel pizza satıyorsunuz diye size teveccühte bulunmaz. Bunun için sizin iyi lahmacun yapmanız gerekir. Sizin bu dünyaya, bu insanlığa kendi değerlerinizden hareketle söyleyecek özel bir sözünüz olmalı.
Bu meselenin Müslümanlar olarak ayrı bir boyutu daha var. Kültürel bağlamda sadece “yerel kültürleri koruyalım ve dünyada daha gelişmiş bir çeşitlilik sağlayalım.” gibi bir anlayışla ilerleyemeyiz. Biz bugün Müslümanlar olarak, hayatın her alanında sürekli olarak bazı sorunlarla karşı karşıyayız. Maalesef kendi değerlerimiz çerçevesinde şekillenmiş bir dünya düzeni içerisinde yaşamıyoruz. Sokağa çıktığımız ilk andan itibaren İslam’a muhalif birçok şeyle karşılaşıyoruz. Oturma-kalkma, giyim-kuşam, söz söyleme, iş yapma gibi pek çok alanda ve hatta üniversite eğitiminde aldığımız konularda dahi inancımızla uyuşmayan şeylere rastlamak mümkün.
“BİZE KİM OLDUĞUMUZU SORDUKLARI ZAMAN “BİZ BUYUZ” DİYEBİLMELİYİZ..”
Bize kim olduğumuzu sordukları zaman nerede ya da hangi işte olursak olalım “biz buyuz” diyebilmeliyiz.. Aksi halde yaptığımız işin bir anlamı kalmaz. Bize benliğimizi kaybettiriyorlar. Özellikle Londra’ya gidip ümmet coğrafyasının farklı ülkelerinden gelen kardeşlerimizin toplumlarının geçmişte uğradığı zulümleri dinlediğim zaman daha fazla dehşete düştüm. Belki sizlerin geldiği ülkelerde de benzer durumlar vardır. Allah’a çok şükür, bizim toplumumuz hiçbir zaman sömürge olmamış. Ama ümmet coğrafyasının büyük bir kesiminin buna maruz kaldığını biliyoruz. Buralardaki tahribat diğer ülkelere nazaran daha fazla..
“İŞİMİZDE DOĞRU OLMAYI, AHLAKİ ÖLÇÜLERİN DIŞINA ÇIKMAMAYI DÜSTUR EDİNMELİYİZ.”
Benliğimizi kaybetmemiz için uğraşanlara karşı el birliğiyle ama ilk önce her birimiz kendi küçük dairemizde mücadele etmeliyiz. Zira ortaya bir şeyler koymak noktasında büyük konuşup yerimizde saymanın bir anlamı yok. Bu sebeple ilk olarak kendi işimizde doğru olmayı, ahlaki ölçülerin dışına çıkmamayı düstur edinmeliyiz. Eğer “ben namazıma dikkat edeceğim.” diyorsak namazımıza ne pahasına olursa olsun dikkat etmeliyiz. Bu gayreti sarf etmeye kendi yaşamımızdan başladığımızda onun bereketi zaten etrafa da dalga dalga yayılır, sizi yine sizinle aynı hassasiyetlere sahip insanlarla buluşturur. Ve böylelikle etrafınız güzelleşmeye başlar. Bunu ben hayatımda ne derece eksiksiz tesis ettiysem o nispette huzur hissettiğimi, başarılı olduğumu fark ettim. Bundan hasbelkader ne düzeyde uzaklaştıysam da o derece güçlük çektiğimi, yokuşlara tırmanmak durumunda kaldığımı gördüm hep. Bu yüzden bu kurala özen göstermeyi, hayatımızın en temel amaçlarından biri haline getirmeliyiz.